Meta, yapay zeka hedeflerine ulaşmak için nükleer enerjiye yöneliyor

Nükleer enerjinin daha temiz ve güvenilir olduğuna inanan Meta, reaktörleri 2030 yılına kadar devreye almayı planlıyor.

Meta, salı günü yaptığı basın açıklamasında yapay zeka ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için nükleer enerjiye yöneleceğini açıkladı. 2030 yılına kadar ABD'de 1 ila 4 gigavatlık küçük modüler reaktörlerini (SMR) devreye almak isteyen teknoloji devi, proje için potansiyel iş ortakları aramaya başladı.

Yapay zeka teknolojilerinin hızla benimsenmesi, halihazırda yüksek olan enerji tüketiminin daha da artmasına yol açtı. Goldman Sachs'ın yayınladığı "AI Data Centers and the Coming US Power Demand Surge" isimli bir rapora göre, veri merkezlerinin enerji tüketimi 2030 yılına kadar %160 oranında artış gösterecek.

Google ve Microsoft'un izinden giden Meta, nükleer enerjinin daha temiz ve güvenilir olduğuna inanıyor. Peki gerçekten öyle mi? Bu sorunun cevabı hangi perspektiften baktığınıza göre değişir o yüzden doğru bir kanıya varabilmek için nükleer enerjinin hem artılarına hem de eksilerine değinmekte fayda var.

Artılarından başlayacak olursak, enerji üretimi sırasında neredeyse hiç karbon emisyonu oluşmuyor bu da küresel ısınmayı önleme hedefi konusunda kritik bir önem taşıyor. Güneş ve rüzgar enerjisi gibi hava şartlarına bağlı olmadığı için şirketlere yıl boyunca enerji üretimi konusunda bir süreklilik sağlıyor. Bunlara ek olarak az miktarda yakıtla büyük enerji üretebiliyor.

Bu da yalnızca bir kilogram uranyum ile yüzlerce kilogram kömürün yarattığı enerjiyi elde edebileceğiniz anlamına geliyor. Google, Microsoft ve Meta'nın da tercih ettiği "modern nükleer reaktörlerin", atık yönetimi ve güvenlik konularında daha iyi olduğunu söyleniyor. Küçük modüler reaktörlerin (SMR) bu sebeple önümüzdeki zaman içinde daha da yaygınlaşması bekleniyor.

Eksilerinden bahsedecek olursak, nükleer enerji üretimi sırasında tabii ki radyoaktif atıklar oluşuyor ve bu atıklar binlerce yıl boyunca zararlı etkiler taşıyor. Güvenli bir şekilde depolanması ciddi lojistik ve ekonomik maliyetleri beraberinde getiriyor. İnşası pahalı olan nükleer enerji merkezleri; doğal afetler, insan hatası ya da terörizm gibi olaylarda büyük bir güvenlik riski oluşturuyor.

Çernobil (1986) ve Fukuşima'da (2011) yaşanan nükleer kazalar, bu enerji kaynaklarına yönelik kamuoyunda önyargı oluşmasının başlıca nedenleri arasında sayılabilir. Uranyum gibi nükleer yakıt kaynaklarının sınırlı olmasına ek olarak nükleer tesislerin soğutma işlemleri, çevresindeki su ekosistemlerinin olumsuz bir şekilde etkilenmesine yol açma ihtimali bulunuyor.

Şirketlerin artı eksi listesinde olumlu taraf daha ağır basıyor olacak ki önce Google, sonra Microsoft ve şimdi de Meta nükleer enerjiye geçiş yapma planlarını duyurdu. Reaktörlerini devreye almak için talep teklifi alacak olan Meta, 7 Şubat 2025 tarihine kadar başvuru kabul edeceğini söyledi.

İlginizi çekebilir